Manik Depresif Bozukluk Tedavisi
- Uzman Psikolog Didem
- 7 Oca 2018
- 2 dakikada okunur

Hepimizin hayatında duygusal olarak inişli çıkışlı olduğumuz zamanlar vardır. Bazen öfkelenir, sevinir, üzüntü duyar, coşkulu olur, endişelenir, mutsuz olur, bazen de huzursuz olur, çeşitli duygular arasında gidip geliriz.
Bipolar bozuklukta ise yoğun duygudurum değişimleri yaşanır ve bunların çoğu kısmen ya da tamamen yaşantılardan bağımsız olarak ortaya çıkarlar. Bu duygudurum değişimleri kişinin düşüncelerini, davranışlarını, sağlığını, ilişkilerini ve yaşantısını son derece etkiler.
Bu rahatsızlık, genellikle ergenlikte ve erken erişkinlik dönemlerinde ortaya çıkar. Sıklıkla depresyon dönemi ile başlar ve ilerleyen zamanlarda manik dönemlerle devam eder. Bu yüzden başlangıçta doğru tanıyı koymak ve tedaviyi o yönde sürdürmek oldukça önemlidir.
Bipolar bozuklukta tedavi iki aşamadan oluşur. Öncelikle hastalık belirtilerinin başlaması ile beraber akut tedavi uygulanmaya başlar. Ardından yeniden hastalanmayı engellemek amacı ile koruyucu tedaviye geçilir. Tedavinin içeriğinde ilaç kullanımı, psikoterapi desteği ve hem ailenin hem de hastanın bilinçlendirilmesi yer alır.
Bipolar bozukluğu olan hastalarda psikoterapinin ilk amacı, manik ve depresif dönemlerin ortaya çıkmasına sebep olan stres faktörlerini azaltmak ve bu stres faktörlerine karşı başa çıkma yöntemleri geliştirmektir. Daha sonra ise hastalığın getirdiği hayata dair birtakım güçlüklerin üzerine gitmeyi amaçlar. Bazen bireysel, sadece hasta ile, bazen de hasta yakınlarıyla birlikte görüşmeler yapılır.
Tedavinin başarılı olabilmesi için hem hastanın hem de ailesinin bilinçli ve ilgili olması çok önemlidir. Tedavi yaşam boyu olmasa da uzun bir süre gerektirmektedir, bu yüzden de sabırlı olmak ve umudu kaybetmemek gerekir. Uzun süre hasta kendini iyi hissetse bile ilaçların uygun kullanımına dikkat edilmelidir.
Hasta tedavi konusunda teşvik edilmeli, alkol ve madde kullanımı önlenmelidir. Hastaya iç görü kazandırılmalı ve yaşamış olduğu tüm belirtilerin hastalığından kaynaklandığı söylenmelidir. Hastalar bazı dönemlerde intihar düşüncelerine kapılabilirler, bu yüzden dikkatli olmak ve güvenliği için önlemler almak gerekir. Bazı durumlarda ise kontrolün kaybedildiği şiddetli manik dönemlerde hastaneye yatış hayat kurtarıcı olmaktadır.
Çoğu rahatsızlıkta olduğu gibi bu hastalıkta da hastanın kendine olan güveni arttırılmalı, hayatta kendi ayakları üzerinde durması sağlanmalıdır. Ailelerin çok fazla koruyucu olması da ona zarar verir. Normal yaşantısı ile hastalık döneminin ayrımı hastaya gösterilmelidir. Elbette onların da iyi ve kötü günleri olacaktır. Dolayısıyla her kötü durumun depresyonla her iyi günün de mani ile karıştırılmaması gerekmektedir.
Comments